top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıCansın Ersöz

Kendine Has Bir Kadın



İlk gördüğünüz an dikkatinizi çeken bir görünüşe ve mizaca sahip Birsel Diyaroğlu. Uzun boyu, kısa saçları ve sıra dışı tarzı ile kalabalık içerisinde bile gözünüze takılıyor. Kolay bir hayatı olmamış. ‘’Yazsan kitap olur.’’ denilen bir hayat yaşamış hatta...


Datça’nın en güzel koylarından birisi olan Palamutbükü’nde kesişti bizim yollarımız. Sert görünüşü ve kendinden emin, büyük çıkışları var. Etrafa yayılan güçlü kahkahasını, uzaktan dahi olsa duymamanız mümkün değil. Köy içerisinde mütevazı bir hayat kurmuş kendine. Küçük evi, görüp görebileceğiniz en renkli ve zevkli şekilde döşenmiş. Eşyalarının birçoğu belgesel yönetmenliği yaptığı günlerde çıktığı gezilerden toplanmış. Asla bir araya gelmez dediğiniz parçaları mükemmel bir uyum halinde harmanlamış. Kendi iç dünyası gibi karışık ama tutarlı bir kaos hakim ortama..


Ben onu bir tasarımcı olarak tanıdım. Yarattığı kıyafetler nerede karşınıza çıkarsa çıksın, ‘’Bu Birsel’in.’’ diyeceğiniz kadar kendine özgü. Bir kumaşı alıp, gözünde canlandırdığı şekilde direk kesmeye, biçmeye başlıyor. Herhangi bir planlama, hesaplama evresi yok yaptığı işlerde. İçinden geldiği gibi, hissettiği gibi işliyor elinin altındakileri. Herşeyden önemlisi de paylaşmayı çok seviyor. Beni ilk gördüğü andan itibaren hep hediyelerle geldi. Üzerindeki bir şeye iltifat etseniz çıkarıp seve seve size verir. ‘’Bu sana çok yakışır.’’ diyerek getirdiği parçaların haddi hesabı yok.


Bu mütevazı yaşamın arkasında büyük olaylar yok değil tabii ki. Bir evlilik geçirmiş, çocuğu yok. Bursa’nın zengin ve bilinen ailelerinden birinin, ayrı düşmüş, en küçük kızı. Elinin altındaki olanaklardan ve sahip olduklarından o veya bu nedenle vazgeçmiş ya da vazgeçmek zorunda kalmış. O da kendi yolunu tek başına çizmeye karar vermiş ve Palamutbükü’ne gelmiş. Ailesi ile yaşadıkları aslında büyük bir travma ama o bunları bir şekilde kabullenmiş. Çalışmış, geçim zorluğu çekmiş, türlü türlü işlerde çalışmış ve kendini çekip çevirmiş. Geldiği yerden ve geçmişinden dolayı zengin zevkleri olan ve maddi olarak rahat çıktığı anda elindekileri gözünü kırpmadan sevdikleri ile paylaşmaktan ve bu zevklere harcamaktan çekinmeyen birisi.


En sevdiğim yönlerinden bir tanesi her zaman ezilenin yanında olması. Haksızlığa, zorbalığa gelemiyor. Köy kahvesini basmışlığı var, erkekler oturup okey oynarken eşleri çalışıyor diye. Eşini dövüp kolunu kıran bir adamın karşısına dikilerek tehdit etmişliği var. Dobra, sözünü sakınmayan ve gözü kara birisi. Sizi sevmezse, sevmediğini yüzünüze söyleyecek cesareti var. O yüzden de biraz uyumsuz aslında. Kafasına estiği gibi çekip gitmişlikleri çok. Karakteri o kadar baskın ki, ne zaman neye sinirleneceği, kime ne söyleyeceği her zaman belli olmuyor. Sürprizlerle dolu.


Ha tabii bir de tanıdığım en büyük hayvan dostlarından bir tanesi. Sokağındaki bütün kedileri besliyor. Çantasında hep mama ile geziyor, yolda aç bir hayvan görür de beslemesi gerekir diye. İnsanlarla olduğundan daha iyi bir iletişimi var hayvanlarla. ‘’Kandırmaca yok, yalan yok hayvanlarda. ‘’ diyor. Haksız da sayılmaz..


Gelelim problemleri ile baş etme yöntemlerine. Öncelikle kendi kendine konuşuyor. İstemediği bir durum ile karşılaştığında, canı sıkkın olduğunda, son derece sonuç odaklı bir yaklaşım sergiliyor. ‘’Evet Birsel, ne yapıyoruz şimdi?’’ diye soruyorum kendime diyor. Gerekirse kendini evine kapatıp, telefonunu kapatıp, sabaha kadar ağlıyor, bağırıp çağırıyor. İçinde biriken her ne varsa onu bir şekilde dışarı atıyor. Fakat ertesi gün konuya ya bir çözüm getirmiş oluyor ya da kabulleniş içerisine giriyor. Değiştiremeyeceklerine kafa yormuyor, içinde tutmuyor. Hissettiği her ne varsa, bunları yaşamak için kendine izin veriyor. Dibe vuruyor ama sonrasında olanları geride bırakarak yüzeye çıkmasını da biliyor.

Hayatında müzik var bir kere. Evinde bangır bangır jazz ya da klasik müzik çalıyor. Temizlik hastası. Her gün bütün evi baştan aşağı temizliyor. Eşyalarının yeri her gittiğimde değişmiş oluyor. Koca koca dolapları yerinden kaldırıyor, başka bir yere koyuyor.


En önemlisi kendini tanıyor. Hayalleri var. Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkında. Yıllar içinde yaşanmışlıkların kendine kattığı sert kabuğunun ardında çok hassas ve duygusal bir yapısı var. Çocuksu, ilgiyi seven bir karakteri var. İyi kalpli, iyi niyetli. Vicdanlı. Olduğu gibi kabul etmeniz gereken insanlardan. Toplumun yargılarına karşı duran, asi bir ruh taşıyor aynı zamanda çünkü. Elalem ne der kaygısı taşımadan kendi gibi olmayı başarabilen tanıdığım ender insanlardan. İstemediği hiçbir şeyi yapmıyor, hayatını kendi bildiği gibi, kendi doğruları ile yaşıyor.


Yaratıcılığı bana ilham veriyor. Kendi gibi olmayı başarıyor olması ise ona saygı duymama neden oluyor. Tanıyıp tanıyabileceğiniz en enteresan kişilerden bir tanesi olan Birsel Diyaroğlu ile umarım bir gün siz de tanışma fırsatını yakalarsınız. Renkli hayatı belki size de ilham verir. Belki hikayesini sizinle de paylaşır ve mücadelesine benim gibi yakından tanık olma şansını elde edersiniz...

Kendisine, buradan, hayatıma kattığı herşey için teşekkürü borç bilirim.


Size de kendiniz gibi olabileceğiniz, olduğunuz gibi yaşayabileceğiniz bir hayat dilerim.

Kendinize iyi davranın.



0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page